14 Haziran 2013 Cuma

Mesnevi Bahçesinden-1

Gençlik bağa benzer!
Ne mutlu o kişiye ki, gençlik günlerini ganimet bilir de borcunu öder. Yani dinî ve insanî vazifelerini yerine getirir. Bedeni sapasağlam iken, yüreğinde de, vücudunda da güç ve kuvvet varken kulluğunu yerine getirir. O gençlik çağı, yemyeşil ter ü taze bir bağa benzer. Bol bol meyveler verir.

Kendi değerini bil!
Zavallı insan! Kendini gereği gibi bilemedi, tanıyamadı. Çok ötelerden, yücelerden, ezel âlemine geldi; bu noksanlar âlemine, bu kirli dünyaya düştü. İnsan kendisini ucuza sattı. O çok değerli atlas bir kumaş gibi idi; tuttu, kendini bir hırkaya yamadı. Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen, bir âlemsin! Sen derin ve çok büyük bir denizsin!

İnsanlık vazifeni yap!
Genç adamın kuvvet ve şehvet çeşmeleri akar durur. Bu suretler ten bahçesini yeşertir. Gençlik; yapılmış, döşenip dayanmış, tavanı yüksek, dört duvarı sağlam, onarmaya gereği bulunmayan bir eve benzer. Ne mutlu ihtiyarlık günleri gelip çatmadan; hastalıklar, üzüntüler, çaresizlikler yakasına yapışmadan insanlık vazifesini yapana…

Beden bir misafirhanedir
Ey genç, şu beden bir misafirhanedir. Her sabah o eve koşa koşa yeni bir misafir gelir. Sakın; “Bu misafir bana yük olur, kalır.” deme. Biraz kalır, sonra yine geldiği gibi gider, yokluğa karışır. O görünmeyen cihandan, gayb âleminden gönlüne gelirse, onu bir misafir say, onu hoş tut, güler yüzle karşıla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder